Grand Belli Hotelden 2 Km uzaklıktadır.
Augustus Tapınağı Yol Tarifi AlAnkara’da Roma Dönemi’nin en önemli yapılarından biri olan Augustus-Roma Tapınağı, Galatia eyaletinin İmparator Augustus (MÖ 27-MS 14) tarafından Roma İmparatorluğu’na katılmasından sonra, yeni eyalet merkezi olan Ankyra’da (Ankara) İmparator Augustus ve kentin yerel tanrıçası Roma’ya ithaf edilerek inşa edilmiştir.
Tapınak güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu, 36x54. 82 m ölçüsünde, Korinth düzeninde, pseudo-dipteral planlı olup, yaklaşık 2 m yüksekliğinde sekiz basamakla çıkılan bir podyum üzerine oturtulmuştur. Tapınağı dar kenarlarında 8, uzun kenarlarında 15 adet sütun çevrelemekteydi. Ayrıca ön oda (pronaos) önünde 4, derin arka odasında (opisthodomos) iki duvar çıkıntısı arasında (in antis tarzında) 2 adet sütun yer almaktaydı. Bugün tapınağın güney ve güneydoğusunda yer alan temellerin büyük bir bölümü, belki hiç tamamlanamamış olan sütun dizisine (peristasis) ve platformun çevresindeki basamaklı kesime (krepidoma) ait temel duvarlarıdır.
Tapınak mimarisinin daha geç dönemlerde bazı değişikliklere uğradığı görülmektedir. Tapınak, 6. yüzyıl başlarında Bizanslılar tarafından kiliseye çevrilmiştir. Kiliseye dönüştürme sürecinde, kutsal odanın (cella) taban seviyesi tesviye edilmiş, cella ile opisthodomos arasındaki duvar kaldırılmış, tapınağın arka kısmına apsis eklenmiş ve cella’nın güneydoğu duvarına 3 büyük pencere açılmıştır.
1427-1428 yıllarında ise Hacı Bayram Camii, tapınağın kuzeybatı köşesine bağlantılı olarak inşa edilmiştir. Tapınak hakkında yazılmış ilk yazılı belgelerden, tapınağın opisthodomos kısmının arkasına eklenen eyvandan ve tapınak duvarlarına yazılan grafitiden, Hacı Bayram Camii’nin yapılmasından sonra tapınağın bir süre medrese olarak kullanıldığı da düşünülmektedir. Zaman içerisinde değişikliklere uğrayan cami ve hemen yanı başında bulunan türbe halen başkentin en önemli ibadet yerlerinden birini teşkil etmektedir. Hacı Bayram Camii’nin de üzerine inşa edildiği bu tepe, bin yıllar boyunca kutsal alan ve ibadet mekanı olarak kullanılmıştır.
1834 yılında cella’nın kuzeybatı duvarının büyük bir bölümü tahrip edilmiş olmasına karşın, pronaos, büyük kapı, cella ile tapınak günümüze kadar büyük oranda korunabilmiştir.